kuşatmak ne anlama gelir

“kuşatmak”

kuşatmak

  • -i Çevresini sarmak; çevrelemek, çevirmek, sarmak, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek
  • askerlik Bir ülkenin veya bir yerin dış dünya ile olan her türlü bağlantısını kuvvet kullanarak kesmek; abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek
  • Çokça bulunmak
  • ► kaplamak
  • Bele sarılıp bağlanan şeyleri başkasının beline bağlamak