hayat sözlükteki anlamı

“hayat”

hayat

Arapça ḥayāt
  • isim Canlı, sağ olma durumu
  • ► yaşam
  • ► yaşantı
  • Toplumsal, ekonomik, kültürel, tarihsel vb. koşulların belirlediği bir döneme, bir topluma veya bir işe özgü yaşama biçimi
  • Geçim şartlarının bütünü
  • Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma
  • din bilimi ► yazgı
  • Yaşamayı sağlayan şartların bütünü
  • Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi

hayat

Arapça ḥā´iṭ
  • isim, ağızlardan Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa
  • ► avlu

hayal ne anlama gelir

“hayal”

hayal

Arapça ḫayāl
  • isim Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey; imge, hülya
  • Belli belirsiz görülen şey; gölge
  • fizik ► görüntü
  • ruh bilimi ► imge
  • Aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun

havza sözlük anlamı

“havza”

havza

Arapça ḥavża
  • isim ► bölge
  • coğrafya Suları aynı deniz, göl veya nehre akan, dağ veya tepelerle sınırlanmış kara parçası
  • coğrafya Yer kabuğundaki kıvrımların çukur, alçak yeri; tekne
  • jeoloji ► tekne

Havza

  • isim Samsun iline bağlı ilçelerden biri

havya sözlükteki anlamı

“havya”

havya

  • isim, teknik Madenlerle yapılan kaynak işlerinde lehimi eritmek için ateşle veya elektrikle kızdırılarak kullanılan, çoğunlukla çekiç biçiminde ucu bakır alet