güç sözlükteki anlamı

“güç”

güç

  • isim Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği; çelim, efor
  • Bir olaya yol açan her türlü hareket; kuvvet, fer
  • Sınırsız, mutlak nitelik
  • Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik
  • Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği
  • Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet veya devletler topluluğu
  • Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli
  • Bir toprağın verimlilik yeteneği
  • mecaz İktidar ve yeterliliğe sahip olan kimse
  • coğrafya Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği
  • fizik Birim zamanda yapılan iş

güç

  • sıfat Ağır ve yorucu emekle yapılan; meşakkatli, kolay karşıtı
  • zarf ► zor

göz sözlükteki anlamı

“göz”

göz

  • isim, anatomi Görme organı; basar, ayn, çeşm, dide
  • Bazı deyimlerde, görme ve bakma
  • ► oda
  • Bakış, görüş
  • ► kaynak (I)
  • Delik, boşluk
  • ► çekmece
  • Terazi kefesi
  • ► nazar
  • Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı
  • Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri
  • ► hane
  • Bazı yaraların uç bölümü